"A" mahvetmeden önce, yine hayatın tadını çıkarmak istiyorum. | I want to enjoy my life again... before "A" finds another way to ruin it. |
- Ve bizler kısa bir süreliğine de olsa, bunların tadını çıkarmak için burada olacak kadar şanslıyız. | And you and I are privileged to be here to enjoy it, even if for a short time. |
- Zaferimin tadını çıkarmak için bir dakika alamaz mıyım? | Can't I take a minute to enjoy my win? You can. |
1945, bu ofise giriş tarihin. 1977, hakkın olan emekliliğinin nihayet tadını çıkarmak için ofisten çıkış tarihin. | 1945, the date of your entry into this office, 1977, the date of your exit, to finally enjoy your well deserved pension. |
5 sentlik bir artışın "tadını çıkarmak" ne anlama geliyor? | What do you mean by "enjoyed" a 5-cent raise? |
- Değişiklik olsun diye hayatın tadını çıkarırım. | - Just enjoy my Iife for a change. |
Bari açık büfe deniz ürünlerinin tadını çıkarırım. | I might as well enjoy a free buffet. Great. |
Bir aşk masalının iyice tadını çıkarırım, fakat tüm iyi hikayelerin bir sonu olmalıdır. | I do thoroughly enjoy a tale of love, but all good stories must come to an end. |
Bolca yer ve uyurum. Hayatın tadını çıkarırım. | I eat and sleep well so I enjoy long life |
Bu kadar güzel bir yerin nasıl tadını çıkarırım? | How can I enjoy this beautiful landscape now? |
Belki biraz tadını çıkarırsın. | Maybe enjoy it a little. |
Ben buradan gidiyorum ve umarım huzurunun ve sessizliğinin tadını çıkarırsın. | i'm outta here, And i hope that you enjoy your peace and quiet. |
Bence erdemli bir cinayet hoşuna gider delik deşik olmuş bir ruhun tadını çıkarırsın, hala hayattadır kalbi atar, ciğerleri şişer ve söner. | I think you'd appreciate a righteous kill, enjoy the sight of a gutted soul, still alive... ..heart beating... lungs inflating... ..and deflating. |
Böylelikle gevşer ve yemeğin tadını çıkarırsın. | This way, you can relax and enjoy lunch. |
Cehennemin tadını çıkarırsın umarım. | I hope you enjoy hell. |
Baban ön verandadaki salıncakta emekliliğinin tadını çıkarır. | Dad still enjoys retirement... rocking on the front porch. |
Küçük maymun zili çalınca ödül ortaya çıkarsa, maymun ödülün nereden geldiğini sormaz, sadece onun tadını çıkarır. | When the little monkey rings a bell and the pellet comes out, he doesn't ask how the pellet got there. He just enjoys the pellet. |
Rahat durması için onu etki altına alabilirdim ama gerçek bir karın deşen avının tadını çıkarır. | I could have compelled her to behave, but a real ripper enjoys the hunt. |
Ve umarım o kalemi çalan da cehennemde tadını çıkarır! | And I hope whoever stole that pen enjoys it in hell! |
İkinci fare peynirin tadını çıkarır. | The second mouse enjoys the cheese. |
Bir geceliğine dertsiz köylüler gibi özgürlüğün tadını çıkaracağım. | For one night I will enjoy the same freedom as the most carefree peasant. |
Bunu ona ödetmenin tadını çıkaracağım | I will enjoy making her pay! |
Bunun tadını çıkaracağım. | Oh, I will enjoy this. |
Her gün bunun tadını çıkaracağım. | I will enjoy this every single day. |
Picard, sabah, öğlen ve gece tadını çıkaracağım senin! | Oh, Picard, I will enjoy you morning, noon and night! |
"Evet, aynasıza bir tane çaktım, evet cigaralığın tadını çıkardım. | "Yes, I've hit the odd copper, enjoyed the odd doobie. |
"Öyle bir rüyaydı ki bir zamanlar bir devletin..." "Aydınlığının ve neşesinin tadını çıkardım." | 'Twas a dream that once a state I enjoyed of light and gladness. |
Geçen 30 yılı düşünürsek koi havuzumuza engelsizce bakmanın tadını çıkardım, hayır. | CHARLIE: Given that, for over 30 years, I've enjoyed an unobstructed view of our koi pond, no. |
Geçmişte, otonomi lisansının tadını çıkardım. | In the past, I've enjoyed a certain degree of autonomy. |
Gün doğumunu son kez izledim, son sigaramın tadını çıkardım. | Watched my final sunrise, enjoyed the last cigarette. |